Güncel
'Selahaddin’in minberinde hutbe okuyan ilk ve tek Diyanet İşleri Başkanı'
'Elimdeki kayıtlara göre on bini aşkın vatandaşımız da Miraç gecesi Mescid-i Aksâ’da olacaktı. Hutbe değil de, mihraptan onlara bir selam verip, “Türkiye’deki kardeşlerinizin selamını getirdik” demek istiyordum. (Mescid-i Aksa yönetiminin) Ona dahi çekinceleri vardı.'
Taha Kılınç / Yeni Şafak
Aksâ’da Ãœrdün’e baÄŸlı bir yönetim var. Bu ülkenin de Ä°srail devleti ile bir anlaÅŸması var. Ama buna raÄŸmen gitmeden bir gün önce masaya geçtim. Kendi kendime dedim ki: “Camiye girdim, (BaÅŸimam) Ä°krime Sabri bana dedi ki ‘Çık bugün Cuma hutbesini sen oku’, ne yaparsın? En iyisi, ben bir ÅŸeyler yazayım.” Yazdım. Sonra o metni yırttım. Baktım ki, Kudüs Ä°srail’in iÅŸgali altındaymış gibi konuÅŸuyorum. Ondan vazgeçtim. “Bu imkân bana lütfedilecekse, Kudüs ebediyen Müslümanların mabediymiÅŸ gibi bir dil kullanmam lazım” dedim ve okuduÄŸum metni kaleme aldım.
Cuma namazından iki saat önce Kudüs Müftülüğü heyeti ile görüşmemiz vardı. Ãœrdün Vakıflar Bakanlığı’nın ilgili müdürü de oradaydı. Ä°krime Sabri Hoca, “Bugün hutbe sırası bende. Hutbede size hassaten teÅŸekkür edeceÄŸim, bugün itibari ile on bin Türk var. Bu bizim için çok büyük bayram. UnutulmuÅŸtuk” dedi. Bu sözlerinden hutbeye çıkamayacağımı anladım.
Halkın arasından geçerek mihraba yöneldik. Sünnetimizi kıldık. O mihrapta kıldı sünnetini. Kalktı minbere doÄŸru giderken yanıma geldi, “minbere buyurun” dedi. “Size zorluk olmasın” dedim. “Bana çok kızacaklarını biliyorum. Vallahi sünneti kılarken düşündüm, siz buradayken çıkamam ben hutbeye. Bu Selahaddin’in minberidir. Bu Sultan Selim’in minberidir. Lütfen siz çıkın” dedi. Åžaşırdım ve “Buna hayır diyemem” dedim ben de.
Bu sözleri kalabalığın içinde ama kulağıma söylemiÅŸti. Minbere çıktığımda herkes ÅŸaşırdı. Cübbe farklı bir cübbe, sarık farklı bir sarık, yabancı bir görüntü... ArkadaÅŸlar oraya çok ufak bir kamera sokabilmiÅŸlerdi. Yeterli bir sistem olmadığı için de insanların aÄŸlayıp, tekbir getiriÅŸlerini görüntüleyemediler.”
Prof. Dr. Mehmet Görmez, 15 Mayıs 2015 Cuma günü Mescid-i Aksâ’da Arapça olarak irat ettiÄŸi hutbenin hikâyesini Yeni Åžafak’tan Ersin Çelik’e böyle anlatmıştı. Görmez Hoca’ya “Aksâ’da Arapça hutbe okuyan ilk ve tek Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı” sıfatını kazandıran ve Filistinlilerin coÅŸkulu desteÄŸini kazanan bu hitap, sonraki cuma Aksâ’da gergin bir namaza da yol açacaktı. Bu namazın hikâyesi, Ä°slâm dünyasının hâl-i pürmelâlinin de özetidir adeta:
Tahmin edileceÄŸi üzere, Görmez’in Aksâ’nın minberinden Müslümanlara ve Ä°slâm dünyasına hitap etmesi, Ãœrdün yönetimini küplere bindirmiÅŸti. Ä°krime Sabri’nin namaz sırasında sergilediÄŸi oldu-bittiye engel olamayan Krallık, ertesi cuma günü (22 Mayıs), hutbeye çıkması için Ãœrdün BaÅŸkadısı ve Vakıflar Bakanı Ahmed Huleyl’i apar-topar Kudüs’e gönderdi.
Oldukça gergin bir ortamda Mescid-i Aksâ’ya giriÅŸ yapan Ahmed Huleyl’e karşı homurtu ve sloganlar daha namaz ve hutbe öncesinde baÅŸlamıştı. İç ezan okunurken protestolar o kadar yoÄŸunlaÅŸtı ki, korumalar minberin etrafına etten duvar ördü. Mihraptan minbere güçlükle geçebilen Huleyl, cami içindeki gürültü ve sloganlar nedeniyle sesini cemaate duyuramadı. Birkaç defa yüksek sesle getirdiÄŸi tekbirler ve atmaya çalıştığı ateÅŸli nutuk da Filistinlileri sakinleÅŸtiremeyince, Huleyl hutbeyi tamamlayamadan minberden inmek durumunda kaldı.
Tamamı Filistinlilerce kayda alınan namazdaki görüntü, daha da trajikomikti: Camide sadece iki-üç saf namaza iÅŸtirak etmiÅŸti, onlar da Ãœrdün ve Filistinli resmi görevlilerden oluÅŸuyordu. Aksâ imamının hemen sağında duran Huleyl, namaz sırasında imamı iki kez dürterek eliyle “Çabuk ol, namazı uzatma” anlamına gelen iÅŸarette bulunurken görüntülendi. Huleyl’in yaÅŸadığı panik ve gerginlik, namaz sırasında adeta namazda deÄŸilmişçesine durmaksızın hareket etmesinden de belli oluyordu.
Farzın güçlükle tamamlanmasından sonra, koruma ordusu Ahmed Huleyl ve beraberindekileri Aksâ’nın yan kapısından dışarı çıkardı. Aksâ imamı Åžeyh Yûsuf Ebû Suneyne, Ãœrdün heyetinin camiyi terk etmesinin ardından yeniden minbere çıktı, Cuma hutbesini yeniden okudu, namazı da yeniden kıldırdı. Cami içindeki binlerce Filistinli, ancak bu ÅŸekilde sakinleÅŸtirilebilmiÅŸti.
Mescid-i Aksâ’da yaÅŸanan bu sıra dışı sahneleri yorumlayan Ãœrdünlü yazar Enis Hasavne, ÅŸunları yazdı daha sonra: “Olay, Ahmed Huleyl’in ÅŸahsına gösterilen bir tepkiden çok, Ãœrdün-Filistin iliÅŸkilerinin ne hale geldiÄŸinin bir göstergesiydi. Huleyl’in saldırıya uÄŸramasından sadece bir hafta önce, Türkiye Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Mehmet Görmez, cuma hutbesini okudu ve Filistinlilerden büyük beÄŸeni topladı. Åžunu söylemek gerekiyor ki, Ãœrdün’ün Kudüs konusundaki pozisyonu, Filistinliler nezdinde destek görmüyor.”
Görevini tamamlayarak emekliye ayrılan Prof. Dr. Mehmet Görmez’in, kanaatimce, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı'yken yapmış olduÄŸu en parlak hizmet, iÅŸte bu hutbeydi. Hem Ä°slâm âlemine Arapça hitap ederek gönülleri fethetti, hem de sadece 22 dakika 40 saniye süren bir cuma hutbesiyle OrtadoÄŸu dengelerinin nasıl oynatılabileceÄŸini gösterdi hepimize.
Son olarak, Mehmet Görmez Hocam’dan özel bir ricam var: Lütfen hatıralarınızı yazınız. Sansürsüz biçimde, tarihî bir belge olacağını düşünerek yazınız hem de. Bu memlekete ve gelecek nesillere karşı bir borç olarak, yazınız.
Kaynak: Yeni Åžafak
Henüz yorum yapılmamış.